Aşkın başkenti Paris gezi rehberi

Paris deyince insanların aklına ilk gelen aşk ve şarap olsa gerek. Tabi Fransız mutfağını da unutmamak gerek. Fransa’nın başkenti ve aynı zamanda ülkenin en büyük şehri olan bir dünya metropolü olan Paris, tarihi eserler, sanat müzeleri, ünlü mutfağı ve romantik atmosferi ile ünlüdür. İşte Paris’i ziyaret ederken düşünmeniz gereken bazı önemli noktalar:

Paris’in sembolü Eyfel Kulesi

Paris’in sembolü olan Eyfel Kulesi’ni ziyaret etmek unutulmaz bir deneyimdir. Hem gündüz hem de gece manzarası nefes kesicidir. Eiffel Kulesi, 1889 yılında Paris’teki Uluslararası Sergi’nin bir parçası olarak inşa edildi. Gustave Eyfel tarafından tasarlanan kule, o dönemde büyük bir mühendislik başarısı olarak kabul edildi. Kule, toplamda 330 metreye kadar yükselir, ancak antenleriyle birlikte 324 metredir. İnşa edildiği dönemde, Eyfel Kulesi dünyanın en yüksek yapısıydı.

Kule, yaklaşık olarak 18,000 demir parçasının birleştirilmesiyle oluşturuldu. İnşaat süreci yaklaşık olarak iki yıl, iki ay, beş gün sürdü. Eyfel Kulesi, yılda milyonlarca ziyaretçi çeken dünyanın en popüler turistik yerlerinden biridir. Hem Fransız hem de yabancı turistler için bir cazibe merkezidir. Kule, Paris’in muhteşem panoramik manzarasını sunar. Üç farklı seviyede gözlem terasları bulunur ve şehri tepeden izleyebilirsiniz. Gün batımı ve gece manzaraları özellikle etkileyicidir.

Kulede yemek yeme seçenekleri mevcuttur. Restoran Jules Verne, kuledeki en ünlü restoranlardan biridir ve rezervasyon yapmanız gerekebilir. Ayrıca kulede kafe ve atıştırmalık satan yerler de bulunur.

Eyfel Kulesi’ni ziyaret etmek istiyorsanız, biletlerinizi önceden çevrimiçi olarak satın almanızı tavsiye ederim. Böylece uzun kuyruklardan kaçınabilirsiniz.

Eyfel Kulesi, Paris’in sembollerinden biri olarak hem gündüz hem de gece şehrin tadını çıkarmanızı sağlar. Şehri ziyaret ederken, bu etkileyici yapıyı görmeyi ve tepeden şehri izlemeyi unutulmaz bir deneyim olarak yaşayabilirsiniz.

Dünyanın en ünlü sanat merkezi Louvre Müzesi

Louvre Müzesi (Fransızca: Musée du Louvre), Paris’in merkezinde bulunan ve dünyanın en büyük ve en ünlü sanat müzelerinden biri olarak kabul edilen bir müzedir. Louvre, sanat tarihi açısından büyük bir öneme sahiptir ve ziyaretçilere binlerce sanat eserini sergilemektedir.

Louvre Müzesi, kökenleri Orta Çağ’a kadar uzanan bir tarihe sahiptir. İlk olarak bir kale olarak inşa edilen bina, daha sonra Fransız monarşileri tarafından genişletilmiş ve dönüştürülmüştür. Müze olarak kullanılmaya başlanması ise Fransız Devrimi sırasında gerçekleşmiştir.

Louvre, 9. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar uzanan dönemlerden kalma binlerce sanat eserine ev sahipliği yapmaktadır. Müzede resimler, heykeller, antik eserler, dekoratif sanatlar ve daha birçok sanat dalından eserler bulunur. Mona Lisa, Venüs de Milo, Milos Afroditi ve Louvre Piramidi gibi ünlü eserler burada sergilenir.

Louvre’u Ziyaret Planı: Louvre’u ziyaret etmeyi planlıyorsanız, önceden bir ziyaret planı yapmanız önerilir. Müze çok büyük olduğu için tüm eserleri bir günde görmek imkansız olabilir. Hangi bölümleri ziyaret etmek istediğinizi belirlemek ve eserleri önceden araştırmak önemlidir.

Louvre Müzesi, “Mona Lisa” ve “Milo Venüsü” (Venus de Milo) de dâhil olmak üzere, müzenin sekiz bölümünde yer alan, İslam sanatı ve Rönesans heykellerinden Antik Mısır eserlerine kadar uzanan koleksiyonunun tamamını ücretsiz ve çevrimiçi olarak erişime açtı. Louvre gitmeden de ziyaret edebilirsiniz.

Müze Saatleri ve Biletler: Müzenin çalışma saatleri değişebilir, bu nedenle ziyaret etmeden önce resmi web sitesinden güncel bilgilere göz atmalısınız. Biletler genellikle çevrimiçi olarak satın alınabilir ve uzun kuyruklardan kaçınmanıza yardımcı olabilir.

Paris’e seyahat ediyorsanız, Louvre Müzesi’nin sanat ve kültür merakınızı tatmin edeceği kesindir. Dünya çapında tanınmış eserleri görmek ve sanatın büyüsünü deneyimlemek için bu müzeyi ziyaret etmek unutulmaz bir deneyim olacaktır.

Dünyanın en ünlü kilisesi Notre Dame Katedrali

Notre Dame Katedrali (Fransızca: Cathédrale Notre-Dame de Paris), Paris’in sembolik ve tarihi bir yapılarından biri olan büyüleyici bir gotik katedraldir. Notre Dame Katedrali’nin inşaatı, 1163 yılında başlamış ve 1345 yılında tamamlanmıştır. Yaklaşık 200 yıl süren inşaat süreci boyunca farklı dönemlerin mimari özelliklerini yansıtan bir yapı ortaya çıkmıştır.

Katedral, Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir. İnce kemerleri, vitray pencereleri ve yüksek kuleleri ile dikkat çeker. Özellikle ön cephesindeki güzel oymalar ve heykeller büyüleyicidir.

Notre Dame, Paris’in merkezinde Seine Nehri’nin ortasındaki Île de la Cité adasında bulunur. Bu nedenle şehrin tarihi ve coğrafi merkezlerinden biri olarak kabul edilir. Victor Hugo’nun ünlü romanı “Notre-Dame’ın Kamburu” (The Hunchback of Notre-Dame) burada geçer ve bu roman Notre Dame’ı dünya çapında daha da ünlü hale getirmiştir. Romanın ana karakteri Quasimodo, katedralin çan çırakanıdır.

2019 yılında Notre Dame Katedrali’nde büyük bir yangın çıktı ve katedralin çatısı ve kulesi ciddi şekilde zarar gördü. Bu olay, dünya genelinde büyük üzüntü yarattı ve restorasyon çalışmaları hala devam etmektedir.

Notre Dame Katedrali ziyaret planı: Turistler için popüler bir ziyaret noktasıdır. İç mekanı ve kulesini ziyaret etmek isteyenler için biletler mevcuttur. Ancak restorasyon çalışmaları nedeniyle bazı bölümler kapalı olabilir, bu nedenle ziyaret etmeden önce güncel bilgilere göz atmanız önemlidir.

Romantik bir akşam yemeğini Montmartre ve Sacré-Cœur Bazilikası ile mühürleyebilirsiniz

Montmartre ve Sacré-Cœur Bazilikası “Kutsal Kalp Bazilikası” anlamına gelir ve adını İsa’nın kutsal kalbini sembolize etmek için inşa edilmiştir. 1914 yılında tamamlanan bu beyaz mermer bazilika, neobizans tarzında yapılmıştır ve tüm Paris’i gören yüksek bir tepede bulunur.

Montmartre ve Sacré-Cœur Bazilikası, Paris’i ziyaret edenler için en popüler cazibe merkezlerinden biridir. Tepede yürüyüş yapabilir, semti keşfedebilir, sokak sanatçılarının performanslarını izleyebilir ve ardından Sacré-Cœur Bazilikası’nın muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Özellikle romantik bir atmosferde akşamüstü veya akşam yemeği sonrası ziyaret edilmesi tavsiye edilir.

Av köşkünden ünlü Versay Sarayı’na

Versay Sarayı (Fransızca: Château de Versailles), Paris’in batısında yer alan ve Fransız krallarının tarihi rezidanslarından biri olarak ünlü olan muazzam bir saraydır. Versay Sarayı, 17. yüzyılda Kral XIV. Louis döneminde inşa edilmeye başlandı ve 18. yüzyıl boyunca genişletildi. Saray, aslen bir av köşkü olarak inşa edilmişti, ancak daha sonra Kral Louis XIV tarafından kraliyet sarayına dönüştürüldü.

Sarayın en ünlü bölümlerinden biri, Büyük Galeri’dir (Hall of Mirrors). Bu galeri, muhteşem aynalarla kaplıdır ve tavanı fresklerle süslenmiştir. 1919’da Versay Antlaşması’nın burada imzalanması nedeniyle tarihi bir öneme sahiptir.

Versay Sarayı’nın geniş bahçeleri ve parkı, yürüyüşler, şelaleler, çeşmeler ve heykellerle doludur. Bahçelerdeki düzenlemeler ve peyzaj tasarımı o dönemin ihtişamını yansıtmaktadır.

Versay Sarayı biletlerinizi önceden alın: Yılda milyonlarca turist tarafından ziyaret edilmektedir. Özellikle yaz aylarında kalabalık olabilir, bu nedenle biletlerinizi önceden çevrimiçi olarak satın almak önerilir.

Paris’in en zarif semti Le Marais

Le Marais, Paris’in en eski ve en zarif semtlerinden biridir. Bu bölge, tarihi ve kültürel zenginliklerle doludur ve hem yerel halk hem de turistler için cazip bir yerdir. Le Marais, Paris’in en eski bölgelerinden biri olarak kabul edilir. Ortaçağ’dan kalma dar sokakları, tarihi binaları ve meydanları ile dikkat çeker. Ayrıca Yahudi nüfusunun da yaşadığı bir bölgedir.

Le Marais, birçok sanat galerisi, butik mağaza, tiyatro ve kafe ile ünlüdür. Sanat ve kültürün merkezi olarak kabul edilir. Semt, tarihi evlerle doludur. Renkli pencereleri, ahşap kirişleri ve taş cepheleri ile bu eski evler sizi zamanda geriye götürecek. Le Marais, Paris’in gece hayatının canlı olduğu bir bölgedir. Gece kulüpleri, barlar ve kafe-restoranlar, gecenin geç saatlerine kadar açıktır.

Paris’te ne yenir?

Paris, dünya mutfağının önde gelen şehirlerinden biridir ve gurmeler için birçok harika seçenek sunar. Paris’e geldiğinizde mutlaka Fransız mutfağının tadını çıkarın. Croissant, escargot (salyangoz), coq au vin (tavuk yemeği), quiche lorraine ve crème brûlée gibi geleneksel lezzetleri denemek için harika fırsatlar bulacaksınız. Şehirdeki birçok brasserie restoranı, tipik Fransız bistro deneyimini sunar. Burada geleneksel yemekler ve yerel şaraplarla keyifli bir akşam yemeği geçirebilirsiniz.

Paris’in açık hava pazarları (örneğin, Marché des Enfants Rouges), taze meyve, sebze, peynir ve diğer yerel ürünlerin tadına bakmak için harika yerlerdir.

Paris, dünyanın en ünlü kafe kültürlerinden birine sahiptir. Sokak köşelerinde, parklarda ve meydanlarda birçok kafe bulacaksınız. Bir fincan kahve veya espresso eşliğinde Paris sokaklarını izlemek unutulmazdır. Paris pastaneleri (patisserie) dünyaca ünlüdür. Croissant, pain au chocolat, macaron, éclair ve mille-feuille gibi tatlıları denemek için bir pastaneye uğramalısınız.

Şehirdeki kanalların kenarında yer alan kafeler (Canal Saint-Martin), güzel bir atmosferde kahve içmek ve atıştırmalıkların tadını çıkarmak için harika yerlerdir. Paris sokaklarında, sokak yiyecekleri ve içecekleri satan birçok yol üstü satıcı bulunur. Örneğin, crepe veya Nutella-filled beignet (küçük tatlı hamur işleri) gibi atıştırmalıkları denemek için bu satıcılara uğrayabilirsiniz.

Paris’te yemek ve cafe deneyimi, şehrin kültürel zenginliğini ve zevkli mutfak kültürünü keşfetmek için harika bir fırsattır. Şehirdeki yerel lezzetleri tatmak ve sokaklardaki atmosferin tadını çıkarmak unutulmaz bir deneyim olacaktır.

Paris gece hayatı

Paris, gece hayatıyla ünlü bir şehirdir ve birçok eğlence seçeneği sunar. Paris, birçok farklı türde bar ve gece kulübüne ev sahipliği yapar. Marais, Bastille ve Pigalle semtleri gece hayatının merkezlerindendir. Pigalle özellikle Moulin Rouge gibi ünlü eğlence mekanlarına ev sahipliği yapar.

Şehirde birçok canlı müzik mekanı bulunur. Caz kulüpleri (örneğin, Le Caveau de la Huchette), rock mekanları (örneğin, La Flèche d’Or) ve klasik müzik salonları (örneğin, Opéra Garnier) Paris’te canlı müziğin tadını çıkarabileceğiniz yerlerdir.

Seine Nehri’nde gece tekne turları, romantik bir deneyim sunar. Nehir boyunca ışıkla aydınlanan Paris manzarasını izlemek unutulmazdır. Montmartre semti, gece hayatı için canlı bir yerdir. Sanatçılar, sokak sanatçıları ve renkli barlarla ünlüdür. Sacré-Cœur Bazilikası’nın tepesinden şehri izlemek de gece saatlerinde harika bir deneyim olabilir.

Gece yürüyüşü yaparken, Paris sokaklarında lezzetli yiyecekler sunan yol üstü satıcılarına rastlayabilirsiniz. Crêpe, sosisli sandviç ve Nutella-filled beignet gibi atıştırmalıkları denemek için harika bir fırsattır.