Phuket tatilinin olmazsa olmazı turlarından biri olan James bond adasıdır. Phuket’in güneyinde 90 kilometre açığında bulunan bu yeri bu kadar ünlü yapan ise meşhur James bond “The Man with the Golden Gun” 007 filminin burada çekilmiş olmasıdır.
Bu olağandışı kireçtaşı kaya oluşumu, Phang Nga halkının Phuket’te mutlaka görülmesi gerekenler listesinde yer aldığı birçok yerden biridir . Bu ikonik Ada hakkında bazı olumlu ve olumsuz görüşler var ve çoğu haklı, ancak yine de kendi gözlerinizle görmek için harika bir yer.
James Bond Adası’nda gezilecek çok yer var. Şemsiye gibi görünen mağaralar sizi hazırlıksız yakalayan yağmurdan da güneşten de koruyacak. Ayrıca burada çok farklı görünümde bulunan taşlar ile farklı fotoğraflar da çekilebilirsiniz.
Değişik ve güzel bir deneyim yaşatmak isteyen Phuket’in en popüler adası James Bond Adası içerisinde hediyelik eşya satılan güzel yerler de bulunuyor. Bu yerlerden sevdiklerinize farklı deniz kabuklarından oyma tekniği ile yapılmış güzel hediyelikler alabilirsiniz. James Bond Adası turunda birden fazla Türk görmeniz de mümkün. Buraya ülkemizden vize kalktığından ötürü yoğun bir Türk turist akını bulunuyor. Aynı zamanda da baya bir Çinli turist akınını da görmek mümkün. Çinliler buraya çok fazla seyahat ediyor. Öyle ki bazı Çinli turistler onuncu kez geldiğini bile söylüyor.

James Bond Adası’na nasıl gidilir?
Phuket’e direkt uçuşlar bulunuyor. Bu uçuşlar ile Türkiye’den buraya direkt olarak gidebilirsiniz. Yaklaşık olarak 10 saat sürecek uçak yolculuğunun ardından Phuket’e iniş yapabilirsiniz. Buradan da tur firmaları ile adaya ulaşabilirsiniz. Bu turlar genelde bir gün sürüyor sadece James Bond Adası değil diğer adaları da gezme imkanı buluyorsunuz.
Hava limanından Phuket’e gitmek için birden fazla yol bulunuyor. Bu yollardan herhangi birini tercih ederek Phuket’te kalacağınız yere ulaşabilirsiniz.
1- Minibüs ile Patong merkezine gidebilirsiniz. 150 Baht ödeyerek buraya ulaşabilirsiniz. Phuket Town’a gidecekseniz üzerinde ‘Airport Bus’ yazan otobüsler ile ulaşım sağlayabilirsiniz.
2- Taksi ulaşımını tercih edebilirsiniz. Ancak taksi ulaşımı biraz pahalı. Yani diğer ulaşım araçlarına kıyasla pahalı denilebilir. Bu yüzden taksicilerle kendiniz gidip konuşmalısınız. Sizin turist olduğunuzu anlayan ve sizinle pazarlık eden taksiciler gereğinden fazla para isteyebilir.
3- Birde limuzin denilen ulaşım araçları var. Bu en pahalı ulaşım aracı. Eğer kullanmak isterseniz hava limanı çıkışında sizi bekliyor olacaklar. Bütçeniz bunun için uygunsa kullanabilirsiniz.
İçerik Tablosu
Tayland’a gitmek için vize gerekiyor mu?
Tayland’a gidecek olan kişiler için belirli bir süre vizeye gerek olmadığı bilgisini verelim. Umuma mahsus pasaport sahibi kişiler 30 güne kadar olan gezilerinde vizesiz olarak buraya seyahat edebilirler. Hizmet, diplomatik ve hususi pasaport sahibi kişiler ise 90 gün süre ile Tayland’a vizesiz seyahat edebilirler. Bu süreden daha uzun Tayland’da kalmayı planlıyorsanız bu durumda Tayland Ankara Büyükelçiliği’ne ya da Tayland İstanbul Fahri Konsolosluğu’na başvuru yapmanız gerekmektedir.
Umuma mahsus pasaport, bordo pasaport olarak bilinir. Bordo pasaport nasıl alınır haberimizi okuyarak çok kolay şekilde pasaportunuzu çıkartabilirsiniz. Sadece belirli bir harç ve defter ücretini ödemeniz gerekli belgeler ile gerekli mercilere başvuru yapmanız gerekiyor.
Taylan’da seyahat edeceklerin dikkatine!
Tayland’a seyahatlerde Tayland’ın güneyindeki güvenlik durumunun göz önünde tutulmanız çok önemli.
Son dönemde, Tayland’a çalışmak amacıyla gelen bazı Türklerin, şirket görünümü altında iş teklifi yapan organize suç örgütleri tarafından, dolandırılma ve zorla çalıştırılmaya maruz kalması gibi olaylarda artış yaşanıyor. Dolandırıcılık ve zorla çalıştırılma olaylarına maruz kalmamak için, iş teklifinde bulunan şirket hakkında detaylı araştırma yapmanız çok önemli.

Phuket ve kaplanlar
Bir kaplan 103 günde doğuruyor ve dünyaya 3-4 yavru getiriyor. 18 aylık olduktan sonra kendi başlarına yaşayabiliyorlar. Fakat özellikle dişi olanları 3 yaşına kadar aileyle birlikte kalıyor. Tayland’da kaplanlar 1930’dan bu yana koruma altında. Avlanmaları ve kürklerinin satışı yasak. Ama birçoğunun tutulduğu kaplan bahçeleri, geçim kaynağı olmaya devam ediyor. Buralarda kaplanlarla vakit geçiren turistler, giriş biletiydi, fotoğraftı, hediyelik oyuncaklarıydı derken, hayli para harcıyor. Artık hangi boyda kaplanla fotoğraf çektireceğiniz sizin cesaretinize kalmış. Gittiğimiz Tiger Kingdom’da henüz bir vukuat olmamış. Ama siz siz olun, sakın yaşını başını almış bir kaplanla yüz yüze gelmeyin. Zaten kafasına dokunmanıza ve yaklaşmanıza izin de vermiyorlar. Ayrıca, hemen söyleyeyim 3-4 aylık bebek kaplanlar çok daha sevimli ve de güvenli…
Kazıklar üzerinde evler
Phuket’ten geleneksel ‘uzun kuyruklu’ tekneler ile 20 dakika uzaklıktaki Koh Panyee adasındaki köy ilginizi çekebilir. Ada dediğime bakmayın. Köy, aslında birkaç yüz metre uzunluğundaki kayalık şeritte deniz üzerinde kurulu. 200 yıl kadar önce Endonezyalı balıkçılar gelip yerleşmiş. Tayland’da yabancılara toprak satışı yasak olduğu için evlerini de kazıklar çakıp denizin üzerine yapmışlar. Yaklaşık bin 500 kişinin yaşadığı köyün halkı Müslüman. Bu nedenle, ‘Müslüman Villaları’ diye de anılıyor. Bir de cami var (yanda.) ‘Mescit’ diyorlar ama gözünüzde öyle küçücük bir yapı canlanmasın. Deniz ürünleri bol yine, ama belki pişirme usulünden, biraz daha bizim damak tadımıza yakın. Yediklerimizin hepsi gayet güzeldi. Küçük ve sevimli çarşısında hindistancevizinden yapılma kaplardan inciye kadar pek çok hediyelik var.
Phuket’te gece hayatı
Phuket’te gece gündüz eğlence var. Adanın en ünlü plajı Patong, aynı zamanda plaja uzanan cadde boyunca gece hayatının da merkezi konumunda. Kimileri pek zarif bulmasa da her çeşit eğlence var. Söylendiğine göre, en esnek kişilerin bile ahlâk sınırlarını zorlayan eğlence türleri artık Pattaya gibi başka bölgelere kaymış. Bir zamanlar uçaktan neredeyse sadece erkeklerin indiği Phuket, Tayland hükümetinin ve yerel yönetimin de ısrarlı çabalarıyla 10 yıl öncesine göre aileye dönük turizm hizmetlerinde çıtayı çok daha fazla yükseltmiş.

Phuket’te ne yenir?
Som tam salatası: Tay’lar son derece güler yüzlü ve sakin, ama acıyı seviyorlar. Özellikle de sosları. Bazıları yakıp kavuruyor. Ama sadece ağzınızı… Bu soslarla yediğiniz yemekler, dilinizde, damağınızda hayli kuvvetli bir acı hissetmenize rağmen mideyi rahatsız etmiyor. Hindistan cevizi neredeyse her yemekte var. Yeşil papaya salatası ‘som tam’ biraz acılı, ama çok leziz. Doğrusu sokakta taptaze hazırlananları daha da bir leziz. Karides ve tavukla yapılan ‘tom yam’ çorbası da mutlaka tadılması gerekenlerden.
Meyvelerden bir demet: Phuket, tropik bir iklim. Ürünleri de ona göre. Özellikle de meyveleri. ‘Egzotik’ sözcüğü, uzak diyarları ve oraların ürünlerini tanımlayan bir sıfatsa, Phuket meyveleri için bu tam anlamıyla geçerli… Hiç görüp tatmadığınız en az bir meyveye rastlayacaksınız, eminim. Buranın kralı ise mango. Çiğ de yeniliyor, salatası da, tatlısı da yapılıyor. THY mutfağına bile girmiş. Dönüşte sunulan ‘mangolu şakşuka’ zeytinyağıyla pek lezzetliydi.
Sokakta Phuket yemeği: ‘Thai’mutfağı ünlü olmasına ünlü, leziz olmasına leziz ama buradaki evlerde mutfak yok. Metafor değil söylediğim… Gerçekten evlerin içinde mutfak diye bir bölüm yok. Yemek dışarıda yeniliyor. Hemen her sokakta dizilmiş küçücük restoranlar size çok ucuza lezzetli gıdalar sunuyor. Yerlileri günde 7-8 öğün yiyebiliyor. Kızarmış erişte diyebileceğimiz ‘pad thai’ ya da kızarmış pilav ‘kaho pad’ 50-60 baht.




