Türkiye’nin dalış noktaları rehberi ile gizemli güzellikleri keşfedeceksiniz. Türkiye, tarihi kaleleri, eşsiz plajları ve lezzetli mutfağıyla milyonlarca turisti ağırlarken, su altı dünyasının gizemli güzellikleri ise çoğu zaman keşfedilmeyi bekler. Ege ve Akdeniz’in berrak suları, hem zengin deniz yaşamıyla hem de batık gemiler, uçurumlar ve mağaralarla dolu su altı manzaralarıyla dalış tutkunları için birer cennet sunar. Bu rehberde, Türkiye’nin en iyi dalış noktalarını, su altı yaşamını ve bu eşsiz deneyimi yaşamak için bilmeniz gerekenleri bulacaksınız.
Türkiye’de dalış için en ideal dönem Mayıs ayından Ekim ayının sonuna kadar olan süredir. Bu aylarda hem hava sıcaklığı hem de su sıcaklığı dalış için mükemmeldir. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında su sıcaklığı 25-28°C’lere kadar yükselir. Ege ve Akdeniz’in suları, genel olarak oldukça berraktır. Ortalama görüş mesafesi 20-30 metre arasında değişebilir.
Türkiye suları, tropikal bölgeler kadar olmasa da zengin bir deniz yaşamına ev sahipliği yapar. Orfozlar, lagoslar, baraküdalar, müren balıkları, ahtapotlar, kalamarlar ve çeşitli sünger türleri en sık rastlanan canlılardandır. Ayrıca, Caretta Caretta deniz kaplumbağalarıyla karşılaşmak da sıkça yaşanılan bir sürpriz

BÜYÜK RESİF BODRUM
İçerik Tablosu
Büyük Resif, Bodrum Yarımadası ile Kara Ada arasında, Bodrum Kalesi’nin tam karşısında yer alır. Adeta su altında yükselen bir dağ gibidir. Zirvesi yaklaşık 7 metre derinlikte başlarken, güney yamacı 34 metreye, kuzey yamacı ise 36 metreye kadar iner. Bu yapısı sayesinde hem yeni başlayan hem de ileri seviye dalgıçlar için farklı derinliklerde keşif imkanı sunar.
Bu resif, Ege’nin en canlı su altı ekosistemlerinden birine ev sahipliği yapar. Büyük balık sürüleri ve avcı türler bu bölgenin daimi sakinleridir. Dalış sırasında akya, orfoz, lahos, sinarit, müren balıkları, ahtapot, karagöz, iskorpitler, süngerler, rengarenk mercan oluşumları, baraküda sürüleri ve hatta deniz kaplumbağaları ile karşılaşabilirsiniz.
Resifin duvarları, zengin canlı popülasyonu ve büyüleyici sünger oluşumlarıyla su altı fotoğrafçıları için de ideal bir ortam sunar.

DELİKLİ MAĞARA BODRUM
Büyük Resif gibi “Delikli Mağara” da Bodrum’da popüler bir dalış noktasıdır ve Kara Ada yakınlarında yer alır. Bodrum limanından tekneyle yaklaşık 40-45 dakikalık bir yolculukla ulaşılabilir. Mağaranın girişi 11 metre derinlikte yer alır ve içeriye birer birer dalış yapılması önerilir. Mağara içi oldukça geniştir. İçeride mor ve sarı renkli sünger ve kaya oluşumları, dalgıçlara görsel bir şölen sunar. Mağaranın içinde kumun kalkmasını önlemek için palet çırpmamaya dikkat etmek önemlidir.
Mağaranın en dikkat çekici özelliği, tepesindeki yaklaşık 1 metre çapındaki deliktir. Dalgıçlar, bu delikten 6 metreye kadar yükselebilirler. Bu sırada regülatörlerden çıkan hava kabarcıklarının mağaranın çatlaklarından dışarıya süzülüşünü izlemek büyüleyici bir deneyim sunar. Mağara bölgesinde derinlik 20-25 metreye kadar inebilirken, diğer bölgelerde 40-45 metreye kadar ulaşır. Bu özelliğiyle hem yeni başlayanlar hem de ileri seviye dalgıçlar için uygun bir noktadır.
Mağara içi ve çevresi zengin bir deniz yaşamına ev sahipliği yapar. Mağara içindeki kovuklarda iskorpit, karavida ve istakoz gibi canlılara rastlanabilir. Mağaranın ön kısmında ise büyük orfoz balıklarını görmek mümkündür.

ORAK ADASI BODRUM
Türkiye’nin en güzel adalarından biri olan Orak Adası, sadece tekne turları için değil, aynı zamanda dalış tutkunları için de eşsiz bir destinasyondur. Bodrum’a bağlı bu adanın en önemli dalış noktası, adanın güneyindeki ince burun kısmında yer alır ve özellikle duvar dalışları ile ünlüdür. Orak Adası’nı diğer dalış noktalarından ayıran en önemli özellik, 100 metreyi aşan derinliklere inen dik su altı duvarlarıdır. Bu yapısı sayesinde ileri seviye ve teknik dalış yapanlar için adeta bir cennettir. Bu duvarlar boyunca ilerlemek, adeta bir su altı kanyonunda süzülüyormuş hissi verir.
Gökova yönüne yapılan dalışlarda, 32-34 metre derinliklerde içi mor süngerlerle kaplı bir mağara bulunur. Bu mağara, dalışa mistik bir hava katar. Orak Adası, özellikle büyük balık türleri ve sürüleriyle bilinir. Sığlıklarda küçük balık sürüleri, derinlerde ise akya, orfoz, lahos, müren ve vatoz gibi büyük avcı balıklara rastlanabilir.
Orak Adası, hem tecrübeli dalgıçlar hem de duvar dalışına yeni başlayanlar için farklı zorluk seviyeleri sunan bir noktadır. Ancak, derin ve dik duvar yapısı nedeniyle burada dalışın, lisanslı ve deneyimli bir dalış rehberi eşliğinde yapılması önerilir.

KANYON, KAŞ
Kaş’ta yer alan “Kanyon” dalış noktası, Türkiye’nin ve hatta dünyanın en iyi dalış alanlarından biri olarak kabul edilmektedir. İki ada arasına uzanan bu eşsiz bölge, dalgıçlara hem doğal güzellikleri hem de tarihi bir batığı keşfetme fırsatı sunar. Kanyon, 5 metreden başlayan ve 22 metreye kadar inen “V” şeklinde dik iki duvardan oluşur. Bu dar boğazdan geçmek, dalgıçlara etkileyici bir deneyim sunar.
Kanyon’un en büyük cazibelerinden biri, 1968 yılında battığı düşünülen Dimitri adlı batık gemidir. 42 metre derinlikte yer alan bu batık, deneyimli dalgıçlar için büyüleyici bir keşif noktasıdır. Duvarların arasında kırmızı karidesler ve mercanlarla kaplı bir tünel biçiminde mağara bulunur. Burada ayrıca ıstakoz, anemon, yengeç gibi kabuklu canlılar ve Akdeniz fokları görülebilir. Bölgenin zengin fauna ve florası, su altı fotoğrafçıları için de idealdir.
Kanyon, güçlü akıntıların zaman zaman görülebilmesi ve derin yapısı nedeniyle genellikle tecrübeli dalgıçlar tarafından tercih edilse de, bazı dalış merkezleri başlangıç seviyesindeki dalgıçlar için de uygun olduğunu belirtmektedir.

UÇAN BALIK, KAŞ
Kaş’ta “Uçan Balık” ismiyle anılan yer, hem lezzetli bir restorana hem de dalgıçların adeta efsane olarak nitelendirdiği özel bir dalış noktasıdır. Bu batık, bir İtalyan Savoia-Marchetti SM.79 tipi torpido bombardıman uçağına aittir. Gövdesi, kanatları ve kokpiti belirgin bir şekilde görülebilen uçak, su altında zamana meydan okuyan etkileyici bir görüntü sunar.
Uçak batığı, yaklaşık 55-70 metre derinlikte yer alır. Bu derinlik, burayı teknik dalış için ideal bir nokta haline getirir. Batık, zamanla kendi ekosistemini oluşturmuştur. Batığın etrafında lagoslar, akya balıkları ve ton balıkları gibi büyük avcı balıklara sıkça rastlanabilir. Mağara ve oyuklarda ise müren balıkları ve ahtapotlar barınmaktadır.
Uçan Balık, derinliği nedeniyle deneyimli dalgıçlar ve teknik dalış sertifikasına sahip olanlar için uygundur. Eğer bir PADI Advanced Open Water (İleri Seviye Açık Su) sertifikanız varsa ve derin dalış konusunda tecrübeliyseniz, bu dalış noktası size eşsiz bir deneyim sunacaktır. Güvenliğiniz için, yerel bir rehberle dalmak hayati önem taşır. Bu noktanın derinliği ve tarihi önemi, onu Kaş’taki en unutulmaz dalışlardan biri yapmaktadır. Eğer tecrübeli bir dalgıçsanız, Uçan Balık’ı mutlaka dalış planınıza eklemelisiniz.

AKVARYUM KOYU, FETHİYE
Fethiye’nin en popüler ve adından da anlaşılacağı gibi suyunun berraklığıyla ün salmış koylarından biri olan Akvaryum Koyu, hem dalışa yeni başlayanlar hem de şnorkelle yüzmek isteyenler için adeta bir cennettir. Akvaryum Koyu, adını suyunun olağanüstü berraklığından alır. Suyun altındaki çakıllı ve kumlu zemin, denizden yansıyan ışıkla birleşerek koyu canlı turkuaz renklere boyar. Görüş mesafesinin 20 metreye kadar ulaşabilmesi sayesinde suyun altındaki yaşamı gözlüksüz bile net bir şekilde görmek mümkündür.
Koyun sığ ve korunaklı yapısı, burayı özellikle ilk kez dalış yapacaklar için mükemmel bir başlangıç noktası haline getirir. Dalış merkezleri, eğitim dalışları ve ekipman denemeleri için bu koyu sıkça tercih eder. Derinlikler 5 metreden başlayıp yavaşça 20 metreye kadar iner.
Akvaryum Koyu, karadan ulaşımın mümkün olmadığı bir noktadır. Koya ulaşım için tekne turları kullanılır. Fethiye’de düzenlenen 12 Adalar Tekne Turları‘nın en popüler duraklarından biri olan koy, gün içinde genellikle birçok teknenin uğrak noktası olur.
Tekne turları, ziyaretçilere hem koya yüzme molası hem de şnorkel ekipmanlarıyla su altı dünyasını keşfetme fırsatı sunar.

AFKULE, FETHİYE
Fethiye‘nin su altı dünyasında yer alan Afkule, sadece bir dalış noktası değil, aynı zamanda hem doğa harikası hem de tarihi bir zenginlik sunan eşsiz bir alandır. Burası, derinliği, dramatik su altı yapısı ve karadan bakıldığında görülen manastırıyla dalış tutkunlarını kendine çeker. Afkule, Fethiye’nin en derin ve en zorlu dalış noktalarından biridir. Sualtında dik bir uçurum gibi uzanan devasa duvarlarıyla ünlüdür. Derin sularda baraküda sürüleri, lahos ve orfoz gibi büyük balık türleri sıkça görülür. Mağara ve oyuklarda ise müren balıkları ve çeşit çeşit karideslere rastlanabilir.
Yaklaşık 18 metre derinlikte yer alan mağara, kısa bir girişten sonra genişler ve içeride hava boşluğu bulunur. Dalgıçlar, bu boşlukta kafalarını sudan çıkarıp etraflarındaki doğal oluşumları inceleyebilirler.
Dalış noktasının hemen üzerinde, dik kayalıkların içine oyulmuş tarihi Afkule Manastırı yer alır. Kara yoluyla ulaşımı oldukça zor olan bu manastır, dalış teknesinden bakıldığında etkileyici bir manzara sunar ve dalış deneyimine tarihi bir boyut katar.

FENER ADASI, ÇEŞME
Çeşme’nin Ildır Köyü açıklarında yer alan Fener Adası, su altı dünyasıyla dalış tutkunları için oldukça popüler bir destinasyondur. Hem acemi hem de tecrübeli dalgıçlar için uygun bir dalış ortamı sunar. Adanın en dikkat çekici özelliği, zengin ve renkli su altı yaşamıdır. Karagöz ve sarpa gibi balık sürüleriyle yüzebilir, sarı tüp süngerler ve çiçek mercanları gözlemleyebilirsiniz. Ayrıca, eski fok mağaraları da bulunur ve şanslı dalgıçlar bu bölgede foklara rastlayabilir.
Fener Adası genellikle rüzgarlı bir bölgedir, bu nedenle sakin havalar dalış için daha idealdir. Bölgede hafif akıntılar da görülebilir, bu da akıntı dalışını sevenler için uygun bir ortam yaratır.

DELİ MEHMET, AYVALIK
Ayvalık’ta yer alan Deli Mehmet, dalış dünyasında Türkiye’nin en özel noktalarından biri olarak kabul edilir. Bu popüler dalış noktası, zengin kırmızı mercan popülasyonu sayesinde yerli ve yabancı dalgıçların yoğun ilgisini çekmektedir.
“Deli Mehmet” ismi, bir balıkçının bu bölgeden rekor miktarda balık yakalamasına, ancak daha sonra aynı yeri bir daha bulamamasına ve bu yüzden “deli” lakabıyla anılmasına dayanır. Bölge, iki ayrı su altı adasından oluşmaktadır:
Deli Mehmet, özellikle gorgon ağaçları ve kırmızı mercan kayalıklarıyla ünlüdür. Bu mercanlar, 27 metreden başlayan ve 50 metrelere kadar devam eden eşsiz bir görsel şölen sunar. Dalış sırasında karşılaşabileceğiniz diğer canlı türleri ise müren, böcek, ıstakoz, ahtapot, orfoz ve çeşitli renkli balıklardır. Deli Mehmet, derin ve zorlu bir dalış noktası olduğu için dalış yapmadan önce mutlaka tecrübe seviyenize uygun olup olmadığını kontrol etmeli ve bölgeyi iyi bilen dalış merkezleriyle iletişime geçmelisiniz.

İLYOSTA, AYVALIK
Ayvalık’ın su altı zenginliğiyle ünlü dalış noktalarından biri olan İlyosta Adası, hem tecrübeli hem de yeni başlayan dalgıçlar için adeta bir su altı cennetidir. İlyosta, kendine has yapısı ve barındırdığı canlı çeşitliliği sayesinde, Ayvalık dalış turlarının vazgeçilmez duraklarından biridir.
İlyosta, su altında birden fazla farklı yapıya ev sahipliği yapar. Bu sayede her seviyeden dalgıca farklı keşif imkanları sunar. İlyosta’nın en ilgi çekici özelliklerinden biri, su altı duvarları ve küçük mağaralarıdır. Bu mağaralar, su altı fotoğrafçıları için harika bir ortam sunarken, duvarlardaki oluşumlar zengin bir görsel şölen yaratır.
Orfoz, lagos, sinarit gibi büyük balıklar, genellikle daha derin sularda görülür. Sardalya ve karagöz gibi balıkların oluşturduğu sürüler, adeta bir görsel şölen sunar. İlyosta’nın bu zengin yapısı, onu Ayvalık’ta hem bir eğitim dalışı hem de bir keşif dalışı için en uygun noktalardan biri haline getirir. Ayvalık’a giden dalış tutkunlarının mutlaka görmesi gereken bir yerdir.

Saros, Çanakkale
Türkiye’nin en özel su altı noktalarından biri olan Saros Körfezi, kendine has özellikleriyle dalış tutkunları için benzersiz bir destinasyondur. Çanakkale’nin Gelibolu Yarımadası ile Trakya arasındaki bu körfez, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda tarihi batıklarıyla da dikkat çeker. Bu doğal döngü sayesinde su her zaman berrak ve temiz kalır. Dalış sırasında görüş mesafesi 30 metrenin üzerine çıkabilir, bu da su altı keşiflerini daha keyifli hale getirir.
Akdeniz’e göre daha soğuk olan Saros suları, farklı bir ekosisteme ev sahipliği yapar. Bu durum, dalışlarda daha farklı balık türleri ve canlılar görme imkanı sunar.
Saros Körfezi, özellikle Birinci Dünya Savaşı’ndan kalma sayısız batığıyla tarihi bir dalış destinasyonudur. Çanakkale Savaşları’nın izlerini taşıyan gemi batıkları, dalgıçlara tarihin derinliklerinde yüzme fırsatı sunar. Bu batıklar, bölgenin eşsiz ve korunması gereken bir mirasıdır.




